17 Ekim 2022 Pazartesi

Tuvalet kağıdı

 Sokakta kucağımıza tuvalet kağıdını taşıyoruz, poşete koymadan, evet gayet normal değil mi? Ama herkes biliyor ki o parfümlü kağıtla kıçımızı silcez, yere dökülen bir şeyi de silebilirim evet ama genel olarak tuvalet kağıdını tuvalette kullanıyoruz.


Peki neden ped ya da prezervatifi elinde alenen taşıyan insan göremiyoruz? Ayıp mı? Bütün bu materyaller bir şekilde özel bölgelerimize temas ediyor sonuçta, ha kıç kağıdı ha ped ne farkı var ki? 

29 Eylül 2022 Perşembe

-------

 En azından kendi mutsuzluğumun içinde mutluydum. Şimdi işe başkalarının da mutsuzluğu içinde mutsuzum. Bu daha kötü. 

8 Şubat 2022 Salı

Ne baktın?

 Biz normal ya da akıllı değiliz.

Deli diye bir tabiri de kabul etmiyoruz.  

Normal diye bir tabiri de kabul etmiyoruz. Bu çaya şeker atmayın bir daha. Biz sadece, kendi deliliğimizin farkındalığına varıp, onunla güzel bir hayat yaşamanın nasıl mümkün olabileceği üzerinde çalışıyoruz.

Benim deliliğim ile senin deliliğin arasında çok fark yok. Bizim deliliğimizle 'onların' deli tabiri arasında uçurum var. Uçurumları severim. 

Kendimizin en yüksek potansiyeline ulaşabilmek için çalışıyoruz. Tüm bu uğraşlar, emekler temelde tek bir gayede birleşiyor. İyi hissetmek,  varlığımızı sürdürebilmek.


16 Aralık 2021 Perşembe

 Gece şiiri


Çakmağın gazı bitmiş ama hala cebinde taşıyorsun.


Saçını boyayana kadar kimse seni tanımıyordu.

Şimdi filanca saçlı diyorlar. Ezberlediler seni, ben ise kazıyıp attım  aklımdan sağa sola bulaşmış boyalarınla beraber.

Metro çıkışındaki seyyar satıcıdan yediğimiz ketçap ve mayonez sıkılmış haşlanmış mısır kadar ulu orta değildi sevgimiz

Bir kibrit tüm sorunumu çözer aslında.


02:19   

21 Nisan 2012 Cumartesi

just

They-just- did not tell me
that you were dying slowly in every tear i shed
They -just- did not tell me
that you were going into night like a warrior-

You wanted us not to know - that
you were leaving-
Not to put me in an incurable agony
or for any other reason i do not know

I call you the warrior
I can not say you were a fairy-tale like savior
but
Just sure that you did something for me
Sure,something good-forever-
but why you left without letting me know is unanswered
i can not- because
i am none the wiser.

12 Aralık 2011 Pazartesi

                         İZ
(hayalimde...)

 
Babamla oturup içtik geçen gün.
Oturdu mu içki sofrasına,ağrdan alır,ondan almışım ben de özelliğimi
‘Küçüklüğümde’diye başladı söze,ses tonu: uzun bir hikaye anlatacağım
Evlat,içki gibi ağırdan alacağım o yüzden sabırla dinle beni der gibiydi.

‘Ben küçükken Suriye dağlarında kaçakçılık yapardım,koyun kaçırırdım,annem
Babam yoktu,kendi paramı kazanmak zorundaydım.
Bir gün izimi bulmuşlardı,ne yapıp edip kaçmıştım.Suriye dağlarını ezbere bilirdim çünkü,kolay mıydı beni yakalamak.Hani başka çaren olmadığını anlarsın da
Kanının son damlasına kadar savşırsın ya… Ben bunun farkındaydım.
Annem babam yoktu benim,kendi paramı kazanmak zorundaydım.’

Bir yudum daha aldı içkisinden,yutkundu ve devam etti:
’Bu,saçlarımın ortasındaki boşluk nasıl oldu biliyor musun?
Bir gün çok acıkmıştım,yemek saati geçmişti ama ben doymamıştım,gizlice mutfağa gittim Tencerenin kapağını açtım.O sırada üvey annem geldi,kızmıştı belli ki.Tencereyi kavradığı Gibi kafama  indirdi.O günden sonra kafamın ortasında saç çıkmadı.Her günah ardında bir iz Bırakır derler,söyle şimdi bana bu benim mi yoksa başkasının izi mi?’

Alnına dökülmüş siyah saçlarını eliyle düzeltti.
İçkisini yudumlamaya devam etti.
Bardağını doldurdu,sonra benimkini.

‘Kırk yıllık şoförüm ben,şimdiye kadar bir kaza bile yapmadım.’dedi.
Sürücülüğüyle her zaman övündürdü kendisi.
’Bir gece atladım arabaya,yola çıkmadan da bir avuç leblebi attım ağzıma.
Bir gecede geldim buraya,Almanya’dan Türkiye’ye.
Upuzun yolu… uyumadan dinlenmeden…’


‘O akşam neydi sana bu gücü veren?’diye sordum içimden.
On yedi yıl geçmişti üstünden. Zamanın duvarları epey yol almıştı.
O çocuk ,iz, karşısında durmaktaydı.
Kendi kendime sorduğum sorunun şimdiki cevabı
İçki şişesinin dibi kadar karanlıktı…

6 Aralık 2011 Salı

Bulutların Üzerinde

Bir Kasım ayının bir Cuma akşamı evimde yalnızım,
Bira içiyorum ve kafamdaki düzensiz
Hayatları sıraya sokmaya çalışıyorum.
Şimdi hemen laptopu açık ,biramı yarım bırakıp gitsem mi
Yoksa burada kalıp bu karmaşada erisem mi?
Bulutların üzerinde hissetmek mümkün mü ?